Yarı kurak iklimleri sevdiğinden 10 derecenin altındaki sıcaklıklarda yetişmesi zordur. Bu nedenle çok soğuk ve don olaylarının görüldüğü bölgelerde yetiştiriciliği uygun değildir. Yetiştiriciliğinde özen gösterilmesi gereken bir bitkidir. Yılda 2-3 defa hasat edilebilir ve bakımı iyi yapılan bir bitkiden, 80 ile 120 gr. kuru yaprak elde edilebilmektedir.
Anavatanı Brezilya, Arjantin ve Paraguay olan bitki, 1887 yılında Güney Amerika’lı bilim adamı Antonia Bertoni tarafından keşfedilmiş, 1889 yılında İsviçreli Botanist Moises Santiago Bertoni tarafından bitkinin sınıflandırılması, 1908 ‘de de Paraguay’da kültürü yapılmıştır.
1931’de Bridel ve Lavieille adında iki Fransız kimyacının Stevia yapraklarından elde ettikleri ekstrat (öz) üzerindeki çalışmayla, “Stevioside” adı verilen beyaz kristal yapıda elde ettikleri ürünün normal rafine şekerden 200-300 kat daha fazla tatlı olduğu belirlenmiştir. 1971’de Çinli araştırmacı Dr.Tei-Fu-Chen, Paraguay’ı ziyaretinde ilgisini çeken Stevia bitkisi üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda, kimyasal olmayan doğal yöntemlerle Stevia ekstratının elde edilmesini sağlamıştır.
İlk gündeme geldiğinde, kanserojen madde içerdiği ve aşırı kullanımının erkeklerde sperm hücresi sayısını azalttığı ve güvenlikle ilgili yeterli kanıtlar olmadığı görüşü nedeniyle, Avrupa Komisyonu tarafından Stevia bitkisinin gıda ya da gıda bileşeni olarak kullanılması onaylanmamıştır. Ancak daha sonra; 28/02/2008’de FAO/WHO Gıda Katkıları Ortak Uzman Komitesi (JECFA), Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) gibi birçok kurumun yaptığı ciddi çalışma ve araştırmalar sonucunda, Stevia bitkisinden elde edilen saf steviol glikozitlerin insanlar tarafından tüketilmesinin güvenli olduğu ispatlanmıştır.
Mart 2010’da Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA), steviol glikozitlerin güvenilirliği konusunda değerlendirme çalışmalarına başlamış ve 14 Nisan 2010’daki katkı maddeleri panelinde, steviol glikozitlerinin, bitki yapraklarından ekstrakte edilen tatlandırıcıların güvenilirliğini onaylamıştır. Sonuç olarak Avrupa Birliği Komisyonu, Kasım 2011 itibariyle, Stevianın etken maddeleri olan stevioglikosidlerin Gıda Katkı Maddesi olarak kullanımına izin vermiştir.
Toksikolojik testler; maddenin, kalıtsal değişikliklere (mutasyon) yol açmadığını, kesinlikle genotoksik, kanserojen ya da doğurganlık üzerinde herhangi bir etkisinin ve insan sağlığına herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığı göstermiştir .
Stevioglikosidlerin, Gıda Katkı Maddesi olarak kullanımına izin verilmesiyle birlikte, şekerlemeden konserveye, alkolsüz içeceklerden ev tipi kullanıma kadar toplamda 31 kategoride steviol glikozitlerin Avrupa Birliğinde kullanımını onaylamıştır.
Stevia, yapraklarındaki doğal özler sayesinde, kurutma işlemi görmüş yaprakları, normal şekerden 200-300 kat daha fazla tatlandırıcı özelliğe sahip bir bitkidir. Yaş stevia yaprakları, normal şekerden 10-15 kat daha tatlı yapıdadır. Stevia bitkisinin özünü oluşturan ve tatlandırıcılığı kendiliğinden olan “Steviol glikozitler” kalori ve karbonhidrat içermemektedir.
Kristalize edilmiş şeker ve suni tatlandırıcıların aksine, hazmedildiği esnada insülin salgılanmasına gerek duyulmaması, ayrıca insülin duyarlılığı ve salınımını etkileyiciliğini gösteren bazı araştırmaların sonucunda diyabet tedavisinde kullanılabilirliğini de göstermektedir.
Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kabızlık, depresyon ve asabiyete karşı olumlu etkilerinin olduğu görülmüştür. Mide ve bağırsak florasını, asit alkali dengesini korumaktadır. Diş üzerinde plak oluşumunu yavaşlattığı ve çürük önleyici özelliği olduğu ise hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle belirlenmiştir. Vitamin ve mineral miktarının zengin olduğu belirtilmektedir.
Steviol glikozitler (Rebaudioside A) kalori ve karbonhidrat içermediğinden, özellikle şeker hastaları ve rejim yapanların tatlandırıcı olarak kullanabileceği, sıcak ve soğuk tüm içeceklerde, tatlı ve keklerde, şeker yerine kullanılabilecek sağlıklı bir alternatiftir.
Kalori içermediğinden vücut tarafından emilmez. Böylece kan şekerinin yükselmesine neden olmamakla birlikte kan şekerini düzenleyici etkisinin olduğu belirtilmektedir. Aynı şekilde kalori içermediğinden diyet yapanlara ve kilo kontrolüne yardımcıdır.
300 C üzerinde ısıya dayanıklı olduğundan, yaprakları doğrudan pişirilebilir. Dolayısıyla fırında pişirilen tatlı, kek, pasta, unlu mamuller gibi tüm gıdaların içerisine konulabilir. Aynı şekilde kaynatılarak pişirilen reçel, komposto, muhallebi vs. gibi yiyeceklerde kullanılabilir. Ancak doğal ürün olması nedeniyle normal şekerler gibi kıvam arttırıcı özelliği yoktur.
Kurutulmuş yaprakların çay gibi demlenmesiyle elde edilen Stevia şurubu, kullanılan içeceklerde çok az bulanıklık yapabilmekte ve ayrıca meyan köküne benzer ağızda bir tat bırakabilmektedir.
There are no reviews yet.